!?^=^+

Mart 15, 2006 at 2:30 am (msn spacedekiler)

duyguların gozyaslarına dokuldugu anda insanın kalbinden neler gecer ki. nedendir gozyasları. anlatamaktan, kaybetmekten, istedigin istasyonda duramamaktan…kaybedilen ve kaybettigini zamanında farkedememenin ardından duyguların içerde duramamasıdır.isyanıdır bir nevi. katlanacak yurek kalamasıdır. goz gore gore parmaklarının arasından suyun akıp gitmesi gibi, seyretmektir o akıntıyı. tutamazsın, tuttukca kaybedersin, belki de zehirliyecegi için musade edersin gitmesine. oylece gozyaslarınla ugurlarsın bu gidici. sadece seyirci olmakla kalmamıssındır hem de sebep olmussundur. yerini kimse alamaz bu gidisin. pişmanlık kaplar yuregi. keskeler kavurur dusunceleri. hayatta kalması gerekir ne care. inatla silmek gerekir keskeleri, pişmanlıkları.verilen karardan donus yoktur, laf agızdan bir kez cıkar. ne geri donuse kalp dayanır ne de…acılara sabretmek mi yoksa ölümü kabullenmek mi. insan calkalanır ikisi arasında. bir saga bir sola savrulur. ruzgar sert eser, sert savurur. her esişte biraz daha savurur yanan kalbin kullerini. tekrar eskiye donmemek uzere dagılır kalp. yanar gider…sulayan, sonduremeyen gozyasları kalır etrafta. her savrulan kulle daha da akan…ama geri donusu olmayan yola girilmiştir. arkaya donup bakamazsın.cunku olmadıgını bilirsin…işte hayatın acı kısmı. arkaya donup bakınca bıraktıgını gorememek. cunku zaten sen bırakmamıssındır. tesadufler oraya getirmiştir ve sen kaybedenlerdensindir…

hebasbug

Yorum bırakın